İçimşişti artık kendi adıyla yayında

Sen de içini şişiren bu dünyanın garip halleriyle haşır neşirsen, ve biraz olsun silkinebilmenin yollarını arıyorsan, bu adresten icimsisti.com yazarı olabilirsin.

7 Aralık 2011 Çarşamba

böyle

avazım çıktığı kadar bağırmak, ağız dolusu sövmek, vurmak, kırmak, parçalamak, rahatlamak...

6 Aralık 2011 Salı

Aymaz insan ve etrafına saçtığı çile

Aymazlık kadar insanı frenleyen, sınırlayan, acınacak bir duruma sokan başka bir hal var mıdır? Ve kişinin aymazlığına aymaması... Ayamayacak olması... Sonuç ortada: 'Aymaz'ın etrafındaki bizlerin cinnet hali...

23 Kasım 2011 Çarşamba

Buran buram ego

Ego insanın nasıl algılandığının farkında olamama hastalığıyla tavan yapan bişiy. Hayatla sadece gözükmek üzerinden bağ kurduruyor. Görünmek kısmıyla ilgilenmiyorlar. Bir cinnet! Bir cinnet... rahatlatır... hafifletir... cinnet gayet iyidir.

11 Kasım 2011 Cuma

genel müdür danışmanı

genel müdür asistanını buluyoruz... az önce de genel müdür danışmanı diye bir title duydum ... bu ne ya. bi taraflarından pozisyon uydurmuşlar sanki :)

azıcık nezaket yahu

bazen çok da umrumda olmayan insanların yaptığı ya da yapmadığı şeyler ne kadar canımı sıkıyor. doğrudan bir ilişkim olmayan biri ile aynı otomobile (mecburen) inerken-binerken beni geçtim şoföre bile günaydın, iyi akşamlar, teşekkür ederim vs demiyor... insan taksiden bile inerken iyi akşamlar der ya da teşekkür eder... Böyle tipler benim olduğum otomobile binerken anında indirmek istiyorum.... toplum içinde nasıl yaşanacağını bilmeyen insana benzeyen şeyler, çok canımı sıkıyorsunuz azcık nezaket öğrenin...

17 Ekim 2011 Pazartesi

Bakalım bu sezon kim ölcek?!

Dün bindiğin taksi şoförü nasıl iğrenç insanlar olabileceğini bir kez daha hatırlattı. Olay şöyle gelişti....... Lafı saçma bir şekilde Acun'un dans yarışmasına getirdi. "Siz de izliyor musunuz ?" diye sordu. "Evet" dedim... Aynen şöyle söyledi : "Ağuaaugae (gülüyo burda) bakalım bu sezon sonunda kim ölcek".... Yuh dedim ya yuh

Etrafımda dolaşanlar

Şimdi hiç isim vermek istemiyorum ama etrafımda salak salak dolaşan tipler ver

nefret

Yavaş internetten, yoğun trafikten nefret ediyorum...

yok artık

Güncelleme nedir arkadaş zam yapıyosun basbaya. Hadi 1600 CC almadık, Napalım yemeyelim, içmeyelim, ısınmayalım, doktora gidemeyelim de ölelim mi istiyosunuz. Aile hekimlerine recete yazdırmak da artık parayla olmuş yok artık yani dedirttiler

Bilgi işleme gıcık oluyorum

Çalıştığım şirketin bilgi işlemi haber vermeden bilgisayarıma bağlanıyor. Çok gıcık oluyorum .. Çok fena planlarım var.

14 Eylül 2011 Çarşamba

Bir cinnet!

"Şerefsizim bir cinnet herşeyi çözer." (bkz. Domdurmam Gaymak)

11 Eylül 2011 Pazar

Doktor moktor....

Erol Köse bir de tıp fakültesi okumuş doktor değil mi? Hani adamın title'ına bakınca kültürlü zanneder insan. Ama düpedüz şantaj yapan, ona buna sataşan ucuz bir adammış. Sanat ve magazin camiamızda böyle insanlar olmasından bıktım kendi payıma. Gerçi ne bekliyoruz EROL KÖSE. Başna ne olacaktı.

6 Eylül 2011 Salı

ŞUURSUZLUKta "EN"ler ÖDÜLLENDİRİLECEK!

"Ben herşeyi bilirim..."
"Asla yanılmam..."
"Ben şöyle bir insanım...."

Eğer her cümleniz ben ile başlayıp kendinizi, bilginizi, becerinizi, yeteneğinizi ve görgünüzü anlatıp noktalanıyorsa sizin için kaçırılmayacak bir fırsat.

"Bu çeşit" bir insan olmanın zorluğunu tespit eden pikoloji biliminde isim yapmış bilim insanları toplanıp imza attıkları bir dilekçeyi TBMM'sine gönderdi. Sürekli kendini anlatmanın bir hastalık olduğunu sananlara hitaben yayınladıkları basın bülteninde "İnsanlar çeşit çeşitmiş, elbette bu çeşitliliğe saygı duyup şimdiye kadar asap bozucu ve tahammül edilemez gibi tarif edilen bu durumun artık değişmesi gerektiğini, bunun için devlet büyüklerinin bir adım atmasın kaçınılmaz hale geldiğini dile getirdiler.

Bu girişim üzerine yola çıkan bazı millet vekilleri bir kampanya başlatıp "bu çeşit" insanların bağlı bulundukları belediyelere baş vurarak katılacakları bir sosyal sorumluluk yarışması başlatıldı. Yarışmanın üç kazananının olacağı bildirilen açıklamada, "EN" şuşursuza ömür boyu beleşe yaşamak, ikincisine boğaz gören herhangi bir teras katında ömrünün yarısını geçirmek, yarışmanın kazanan üçüncüsüne ise Başbakan Tayyip Erdoğan ile Üsküdar'da Kız Kulesine baka kalarak sessizce konuşmadan bir saat geçirmek hediye edilecek.

Böylece şuursuzluk meşruluk kazanarak "bu çeşit" insanlar artık yadırganmayacak. Artık kimsenin içi şişemez. Puhahhahaaa:))

28 Temmuz 2011 Perşembe

TECAVÜZ MÜ! NEDEN ETMEYEYİM?

Bugün okuduğum iki gazetede de manşetten verilen tecavüz haberleri sinirimi tepeme çıkarttı. Çeşitli yaş, boy ve kilolarda toplum sağlığı için ciddi tehlike oluşturan sapkınlar ve eylemleri artık gizili kapaklı kalmıyor. Evet haklısınız bunun kızılacak bir yanı yok. Zaten burasını durum olarak dikkate bile almıyorum. Elbette fotoğrafını görünce içimde katil olabileceğim hissini uyandıran bu ar/utanma taşımayan organizmaların yaptıkları elbette gizili kapaklı kalmayacak. Giderek daha teşirci olmamız umudunu içimde...

Gel gör ki haberleri okuyunca aklıma suç, ceza durumu takıldı. Hay araştırmaz olaydım. Okurkan sıkıntı bastı yahuu. Özellikle Türkiye’e durum fazlasıyla vahim. Durumu özetleyen basit bir örnek; çocuk istismarına ceza sözkonusu olmasına rağmen, ihmali suç teşkil etmiyor. Dolayısıyla suç işleyen küçük çocuğun ailesi veya ebevenleri suçlu sayılmıyor. Yasalarımız standartların o kadar altındaki sapıklar ne yapsın. Üç yıl ceza alacak diye hastalıklı fantazilerinden uzak mı dursun? Ne denki. Biliyorsunuz girer biraz para öder ve çıkar. Miden bulandı. Kusup geliyorum..

20 Haziran 2011 Pazartesi

KAÇILLLL!!!!!!!!!!

Hasbelkader iki kelam laf etme tesadüfüne engel olamamışınızdır. Bunlar genelde bir zümrenin, grubun, herhangi sıradan bir topluluğun üyeleridirler... Bir sonraki karşılaşmada 2 yıl önce dambılını getiren kargo şirketinin elemanı ile yaşadığı saçmalık ötesi bir muhabbeti ayaküstü size anlatma cüretinde bulunacak kadar şuursuzdurlar... Tam da bu noktada kişi kendine sorar, 'kim bu salak', 'banane senin dambılından' diye... Sonrası mı? 'Kaçılll' diyerek uzaklaşırsınız...

15 Haziran 2011 Çarşamba

"FUHUŞ ALANINDA FAALİYET GÖSTEREN.."

İsmi lazım değil en köklü haber ajanslarından biri habere başlıyor: "Fuhuş alanında faaliyet gösteren..... " Nasıl yani "fuhuş alanı", "faaliyet gösteren" ..... "Fuhuştan yakalanan", "fuhuş yapan" de gitsin "Fuhuş alanında faaliyet gösteren" ne demek yahu...

HALKA ARZLARDAN FENALIK GELDİ

Gün geçmeye görsünki güzel İMKB'mde bir yen şirket halka açılmaya görsün... Mesela son 8 yılda tam 87 şirket halka açılmış. Bunun sadece 21 tanesi 2010'da halka arz edilmiş. Şu anda sırada bekleyen birçok şirket var... Bu şirketlerin birçoğunun ismini yeni duyduk... Peki bizim karşıdaki büfenin neyi eksik? Çok güzel sosisli yapıyo.... Halka açılsa mesela aman ne güzel, neyi eksik?
Şimdi soruyorum bu halka arzlar fenalık getirmedi mi?
HALKA ARZ SEFERBERLİĞİ DERKEN HALKA ARZ ÇILGINLIĞI ÇIKMASIN İÇİMİZDEN!!!!

1,5 SAATTE BALON GİBİ OLDUM

Dün birkaç arkadaşımla biraraya gelmek zorunda kaldım... İnanılmaz canım sıkıldı, bunaldım... Benim ruh halimle mi ilgili yoksa gerçekten uzaklaşmış mıyız bilmiyorum ama orada oturduğum 1.5 saat beni resmen şişirdi.

EN SİNİR BOZUCU SERVİS

çok ama çok iğrenç bir servisle işe gidip gelmek zorundayım. Yanımdaki kızın yol boyunca makyaj yaptığı, sonra uzanıp yattığı, kimsenin birbirine günaydın demediği, bir kişinin her sabah ama her sabah bir spor gazetesini didik didik okuduğu bir servis... offff yine şiştim be.... çok can sıkıcı... akşama kadar düşünmicem

11 Haziran 2011 Cumartesi

SEÇİM BAĞIRTILARINDAN ŞİŞMEDİK Mİ?

bu akşam üstünden itibaren seçim bağırtılarının parti genel başkanlarının konuşmadığı birkaç saat geçirmenin keyfini yaşıyoruz... aylardır bizi yalanlarınızla dolanlarınızla şişirdiniz fenalık geçirttiniz... ohhh be kaçılın!

21 Mayıs 2011 Cumartesi

BANA Bİ ÇARE !!!

Sürekli birilerinin gazını almaktan, tampon olmaktan, "dur sen kapat ben halledicem" demekten, "birazdan arıyorum seni" demekten, "tamam ben ararım" demekten sıkıldım, fena sıkıldım, bunaldım, şiştim, şiştim, şiştim!

Uyumak istemediğim gibi.....

Azıcık insan olup uyumam gereken saatlerde kendime hallenip duruyorum. Duş mu alsam, kaş mı yolsam, tv'ye mi sarsam... Yok yok ben en iyisi Murathan Mungan okuyayım biraz.

16 Nisan 2011 Cumartesi

Büyük Anadolu Yürüyüşü!

www.dogadernegi.org/buyuk-anadolu-yuruyusu.aspx"

15 Şubat 2011 Salı

İçimi şişiren Life

içim yeteri kadar şişik vaziyette ... Patron lütfen life'ı çöz :)

25 Ocak 2011 Salı

İşim mi ne?

Son iki haftadır ofise neredeyse hiç uğrayamadım. Hiç bir işimi halledemedim. Yapmam gerekenler üst üste birikip dağ gibi oldular beni bekliyorlar. Neden mi?

Toplantı(lar). Birbirinden epeyce uzak mekanlarda verilmiş toplantı randevuları. İki haftadır ne iş yapıyorsun sorusuna cevap vermek için düşünürken yakaladım kendimi. Artık tasarımcıyım diyemediğimi farkettim. Ne kadar güzelmiş bilgisayarının karşısında dar alanda misanpaj sorunlarını düşünmek. Meslek hastalığı olarak gelişen düzen opsesyonu. Şimdiden özledim. İnsanlarla ekip halinde iş yapmak yordu beni. Zor hem de çok zor.

İçim şişti tüm toplantılardan. İki haftadır profesyonel olarak sadece toplantılara katılıyorum. Ne yazık ki toplantılarda alınan kararları uygulamak için ofise dönemediğim için notlar notlar ve notlar halinde çantamda taşıyorum.

Bana kolaylıklar.

20 Ocak 2011 Perşembe

İçimi şişiren (ANILAR) the and

Birden özleyiveriyorsunuz... Çoktan unuttuğunuzu sandığınız ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz. Rüyalarınız, içinizdeki o gizli, esrarını ele vermez büyücü, siz çarşaflarınızın arasında, bütün tehlikelerden uzak, güvenle yattığınızı sandığınız bir anda, usulca ruhunuza sokulup, sizden habersiz oralara yığılmış cephanelikleri birer birer ateşleyiveriyor.
İnfilaklarla sarsılarak uyanıyorsunuz. Hayatınızda olmayan birini hayatınıza almak, ona dokunmak, onun sesini duymak için kıvranırken buluveriyorsunuz kendinizi... Özlemek, o yakıcı istek, bilinen herşeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor. Özlediğiniz ise çok uzaklarda... Yanında olmasını istediğiniz halde yanınızda olmayan bir tek kişi, yanınıza bile yaklaşmadan, hatta onu özlediğinizden ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan, bütün hayatı, bütün görüntüleri eritip başka kılıklara sokuyor...

özlemek elbette güzeldir :)

12 Ocak 2011 Çarşamba

RİNGO RİNGO ŞİŞELERRR-Mİİİ

"""Artık kır düğünlerinde, nişanlarda, konser ve açılış koktelyelerinde içki servisi yapılamayacak. Yemek şirketlerine, davet, konser, sergi ve açılışlarda içki servisi yasağı geliyor."""

Ya böyle bişe olabilir mi. Kime ne, sanane. Sa-na-ne!!!!


Ben şimdi balkonda mangal yakamam mı?!

Bir sürü bir sürü madde var... En ilginç maddelerinde biri ''mangal'' ile ilgili olan. Şöyleki; ''Balkonda mangal yakan kiracının sözleşmesi iptal edilebilecek'' Peki balkonda mangal yakan ev sahibiyse n'olucak... Hı? Bunu da cevaplasınlar bakalım?!

"SAPIKLAR"içimi şişirdiniz dün allahta sizin biyerlerinizi şişirsin...

BUDA BAŞKA BİR SAPIK İŞTE
 Dün başıma geleni dinleyin caddeye çıktım teyzemin kızıyla minübüs beklerken adamın biri uzaktan arabayla yaklaştı bende niyeyse kıllandım heriften.Sonra adam arabayla iyice yaklaşıp bişey sorar gibi yaptı bizde kek gibi baktık insanızya hani :) neyse malum olay sonra benim içim şişti bu olaya hatta neyse ne olduğunu açıklayıp sizinde içinizi şişirmesin hatta ve hatta bence allahta sapıkların biyerlerini şişirsin bence anlaşalım ....
ama bizde tabi hadi oldu demedik bu gün şikayet ettik ve şans eseri arkada yolda mobesa varmış adamlar aracı tespit edip çağıracaklar bumu demeye yani anlayacağınız adam bin pişman olacak yaptığına yani bu demek onunda içini şişireceyim....

11 Ocak 2011 Salı

ben adam olmam

kendimi anlatamamaktan,ya da yanlış ifade etmekten,sabırsızlığımdan,bazen herşeyi yanlış anlamamdan,olayların hep ama hep en kötü tarafını görmekten,kendimden fena halde sıkılmış durumdayım.İÇİM NASIL ŞİŞ ANLATAMAM

7 Ocak 2011 Cuma

Kanal kanal gezen astrologlar şişirdiniz içimizi...

2011 girdiğinden beri kanal kanal gezen astologlar yokmu yahu ah keşke olmayalardı...
Her biri ayrı felaket habercileri gibi ayrıca yaptıkları yorumlarda tartışılırya kim ne kadar doğru yorum yapıyor neyse oralara deyinmeyeceyim.
Bir türlü vazgeçmiyorlar kanal kanal gezmekten inanın içim şişiyooo.
Bide garip garip rakipleriyle tartışmaları yokmu (hayır hayır öyle deyil deyip :)
Bizi bunlardan kurtaracak yeni bir astrolog'a ihtiyacımızvar. Bide diyorumki şu kendi kör talihlerine bakıp kendilerini yorumlasalar kaderlerini görüp hiç kimsenin bulamayacağı kör noktalara saklanıp ömür billah çıkmasalar hiç fena olmazdı yani.
Bence bir an önce vazgeçin bizim geleyeceğimizi neüdüğü belirsiz şekilde içimizi şişirircesine yorum yapmaktan acilen vaz geçin dost tavsiyesi...
Yoksa bi sıyırık gelip sizi ıssız bir köşede sıkıştırıp böööööööööööööö yapabilir...

6 Ocak 2011 Perşembe

"Türkiye'de Kadın olmak..."şeklinde başlayan yazılar içimi dışımı Şişirdi

Türkiye’de kadın olmak…” şeklinde başlayan bir yazı yazmayı bırakın, bu başlıkla bir panel ya da yazı görsem kaçacak yer ararım kendime ve artık şişirdiniz bizi,dünya bu kadar feminist deyil :)

Liberalizm ve içimi şişiren ÖZGÜRLÜK anlıyışı çok komik okuyun !!!!!!!!!!

Felsefeci Yazar Vehbi Hacıkadiroğlu'nun bi yazısıdır.

Liberalizm insanlar arasındaki ilişkilerin düzenlemesiyle ilgili bir kavram olduğuna göre bu konuda tam bir açıklığa ulaşabilmek için,önce insanın  ne olduğunun,bilimsel deyilse bile,en azından bilimsel görüşe ters düşmeyen bir belirlemesinin yapılması gerekir.Ben burada şimdiye dek denendiğini sanmadığım bu yönteme başvuracağım.
İnsanın içgüdü ve koşullu tepkilerinin yönteminde davranan hayvanın karşıtı olarak,nasıl davranacağına kendisi karar veren ve bu yönden doğa karşısında özgürlüğünü kazanmış olan bir varlık olarak belirlenmesinin bilimsel görüşe ters düşmeyeceği açıktır.Nasıl davranacağına kendisi karar veren insan nasıl davrandığında nasıl bir sonuç alacağını önceden görebilmesi gerekir.Bu önceden-görme gücünü "bilgi"adını vererek insanı
"bilgili hayvan" olarak tanımlayabiliriz...

Metrobüs kullanma kılavuzu

Bilmeyen varsa tarifleyeyim Metrobüs, metro ve otobüsün birleşimi ile ortaya çıkmış bir toplu taşıma aracıdır. Temel olarak kendine ait özel bir şeridi olduğu için trafikte hızlı hareket edebilmektedir. Ayrıca tekerlekleri lastiktir. :)

5 Ocak 2011 Çarşamba

Artık basılı yayına karşıyım!

Üç gün üst üste düzenli gazete alayım diyorum sonra evde nereye koyacağımı bilemediğim bir gazete çöplüğü oluşuyor.

4 Ocak 2011 Salı

2011'e nasıl girersen...

Madem bu kadar şişmişiz, artık bize bir şey olmaz, bir de şunu dinleyin şimdi;

Yalanın bini bir para!

Dostuzdur, arkadaşızdır, iyiyizdir, hoşuzdur ve iyi  de vakit geçiriz. Yıllar geçince anlarız ki geçirlilen zaman kocaman bir hiç. Tüm hikaye yaşanmışlıkta. Yaşarken sınarız birbirimizi. Biraz şanslıysak hayat bir sürü mevzu verir de daha erken sınarız birbirimizi.

3 Ocak 2011 Pazartesi

GMAIL'İMİ BÖLDÜM, ELLERİM KIRILSIN!!!

gmail'in tüm nimetlerinden yararlanmıyordum geçen gün bir arkadaşım g maili iş maillerim için bölebileceğimi söyledi... evden de iş maillerine bakarsın hesabı,.... e böldük de ne oldu? söyliyim; iş mailim hem iş için açtığım alana hem de saçma bir şekilde gmaili me düşüyor. He bir de ayrıca iş yerindeki Outlook'uma düştüğünü sayarsak nasıl bir mail çöplüğünün içinde olduğumu anlarsınız. Hay bölmez olaydım. Ayrıca bir gmail grubundan olan mailleri de gmail içinde bölmüş bulundum o da hem gitmesi gereken yere hem de genel gmail'e geliyor of of of

İŞ YERİNDEN KEYFİMDEN GEÇ ÇIKIYORUM

Her haftanın aynı günü geç saate kadar iş yerinde oluyorum. "aaa bu saatte iş mi olur, neden haftanın bir günü geç çıkıyosun, noldu mesaimi var" gibilerinden soru soranlara artık gıcık oluyorum. Ay yeterin ya... Her hafta en az 5 kişiye dert anlat. Bugün annem bile "aaa bu akşam sen geç mi çıkıyodun''' dedi yine.... Herkese ayrı ayrı; "Yok aslında bak şöyle, böyle, öyle vs..... ondan canım geç çıkıyorum he anladın mı????" Yeter sormayın, keyiften değil herhalde iş var geç çıkıyoruz....

İKİ TANE ÇEKİÇ UCU SIRTIMA GİRDİ

Offf... 3-5 duraklığına otobüse bindim. Binmez olaydım. Ardamdakinin dizleri sanki sırtımdan içeri girdi. Çok fena değil mi iki tane çekiç ucu gibi bişeyle yolculuk?!

"VER BABA BANADA Bİ SİGARA"

Vallo çok sıkıldım.... Yeni yıl geldi ya... Bunlar da geldi, DARAL da geldi!!!

1- Ah canım ben sigarayı bıraktım 1 Ocak'tan itibaren içmiyorum

2- Çok sıkı rejime girdim. 1 Ocak'tan itibaren diete başladım.

Bunların yerine şöyle olsa mesela;

2- Boşver ayol salatayı gel şurda iskender yiyelim bu yıl ahdım var ideal kilomdan 10 kilo fazla olucam.

1- Ver baba bana da bi sigara. Bu yıl başladım bende.

Dişlerin hijyen sorunu

Bunu buraya yazmalı mıyım bilmiyorum, aranızda beni tanıyanlarınız var, beni bir dahaki görüşlerinde hakkımda ne düşünecekler kimbilir... ama çok komik, siz de duymuş olun;

MEMLEKETİMDEN KADIN-SAL "MANZARA"LAR!!!

'Yeni yıla frikikle girenler', 'İşte yeni yıl frikikleri', '2010 model frikikler' bunlar ne mi? Bunlar en çok tıklanan haber ağırlıklı bazı web sitelerinden memleket kadınlarının verdiği "frikik"ler... Yani dans ederken, yürürken, otururken, kalkarken yanlışlıkla gözüken popolar, donlar, çatallar vs... İşin ilginç yanı bu haberler en çok tıklananlar arasında.... Aslında sapıklık konusunda önde gelenlerin başını çektiği bir ülkede şaşırmamak lazım. Ne diyelim; İŞTE 2010'DA MEMLEKETİMDEN KADIN-SAL "MANZARA"LAR!!!

Kanser'den icim coook sisti!

Her sonbaharin kisa dondugu zamanda bir sevdigimi kansere kaybetmekten icim cook sisti ... baska kucuk seylere icim pek sisemiyor artik...

Alışveriş değil o; alışiadeediş

Aldığım ürünlerin asgari %50'sini iade edip elimde kalanlardan da %50'sinden memnun kalmama kabiliyetine(!) sahibimdir.

Sansür ayıbından acilen kurtulun!

Telif hakları gerekçe gösterilerek yerli müzik servisi Fizy'e erişim engellendi. Önümüzdeki günlerde Fizy ile Müyap arasında nasıl bir uzlaşma sağlanacak merak konusu. Tabi bu arada olan yine kullanıcılara yani bizlere oldu.

Dikkat! Okulunuzun kantini suç mahali olabilir

Ondokuz Mayıs Üniversitesi öğrencisi üç arkadaş, Neslihan Cihan, Şeyda Şahin, İlayda Çengel...
Geçtiğimiz 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle okulun kafeteryasında bir sergi düzenledi. Çeşitli dergilerde yayınlanan kadın fotoğraflarından oluşan sergi öğle tatili süresince, yani 45 dakika sürdü.

Aranın ardından fotoğraflar toplandı.

Öğrenciler, "Biz sadece kadınlara karşı uygulanan şiddete, haksızlığa dikkat çekmek için kadın fotoğraflarının yer aldığı sergi açtık. Öğle arasında gerçekleştirdiğimiz bu etkinlikte hiçbir olay çıkmadı. Daha sonra biz fotoğraflarımızı topladık" dedi.

Sergi bir saat bile sürmedi ancak izinsiz olduğu gerekçesiyle öğrenciler hakkında soruşturma başlatıldı.

Rektör Profesör Doktor Hüseyin Akan başkanlığında toplanan disiplin kurulu öğrencilere yarı yıl okuldan uzaklaştırma cezası verdi.

Alınan karar üzerine öğrenciler Samsun İdare Mahkemesi'ne başvurarak kararın iptali ve yürütmenin durdurulması için dava açtı. 10 gün önce mahkeme yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Öğrenciler tekrar okullarına döndü.

Bu ve benzeri haberlere konu olan yöneticiler anladık utanıp sıkılmıyorsunuz. Yeter artık. Muamelenizden içimiz şişti.

Çiko ada sonrası depresyon kafasında!

Yılbaşı nedeniyle adada bizimle olan Çiko, çılgınlar gibi koştu oynadı, yemek yedi. Koşabildiği en uzak mesafe tasmasının uzunluğuyla sınırlı iken adada iki gün tasmasız gezip tozabilmek inanılmaz mutlu etti hayvanı. Üstüne Çiko'nun gizli bir dostu bizi savunmasız yakalayıp kumpasa getirince de hayatında ilk defa gerçek kemik kemirme fırsatını sundu ona. Tabii Çiko acaba ölcekmiyim gibi sorgulayan bakışlarla bize bakıp afiyetle bitirdi kemikleri. Adanın manzarası kendine has bir çok güzel yerine tırmanıp denizi ve gökyüzünü her zaman gördüğünden farklı gördü. Bu iki gün bizden çok ona yaradı. Peki ya sonra? Çiko ada kafasını atamadı henüz. Ada kafası sonrası düşüş yaşıyor. Evde yatağında yatıyor yavrucak. Artık apartman dairelerinin ve şehrin ona göre olmadığını düşünüyor sanırım. Depresyonda, kuru mama yemiyor ve evde bile hareket etmiyor. Şimdi gördüğü herşeyin aslında bir rüya olduğuna ikna etme çabalarımız sürüyor. Çikoo sen aslında hiç özgür olmadın. Hiç kemik kemirmedin. Senin zavallı yoksul dünyanda hayatın bu tür tatlarına yer yok. Depresyonun geçecek elbet.

2 Ocak 2011 Pazar

Bu yıl bir gün eksik başladı!

2011 yılının ilk günü olan Cumartesi günü benim gibi bir çok insanda eksik. Yılbaşı gecesi sabahlayan eğlenceciler iki gün sonra yılın aslında ikinci gününde gözlerini açtılar. Yılın birinci gününü atlayıp ikinci günü yaşamaya başlayan eğlencecileri umarım yılın devamında sürekli gün atlayarak yaşamak beklemiyordur. Bu yılın kimileri için 178 gün olarak yaşanmasından korkuyorum. Allah eğlencenizi artırsın. Mutlu yıllarrrr!